Eş ‘öz’le ilgileniyor, emekten sakınmıyor, mütevazı, ifadeleri tutumlu ve imgeleri verimli; yani izleyene duyumsattıkları yoğun ve çok katmanlı. Sanat üretimi sanatçı için varoluşsal bir mesele, olmazsa olmazı, yaşamının ana ekseni. İşlerindeki sadeliğin sanatçının duygularıyla tamamlanmış ürün arasındaki yolun benzersiz kısalığı ve engelsizliğinin tezahürü olduğunu düşünüyorum… Kültürün en derin ve kadim ifade araçlarından biri olan yazıyı da görselleştirmenin zarif yollarını bulmuş, kelime zincirlerini kompozisyonlarına nakşediyor. Sonsuzluğu çağrıştıran bu cümle/çizgiler Hint ve Uzakdoğu sanatındaki yantraları akla getiriyor. İlk bakışta çizgi gibi görünen bu dizeler, yaklaşıldığında okunabiliyorlar ve insanı çarpıveren anlamlarla yüklüler. Sanatçı da eserlerini üretirken kendisine meditatif, hatta şifalandırıcı bir zihin ve gönül eveni armağan ettiğini söylüyor.
İşlerinde bolca gördüğümüz hayvan imgeleri insanların sadece küçük bir parçasını oluşturduğu bütüncül bir sistem içinde yaşadığımızı görselleştiriyor. İnsan türünün göreceli serebral avantajının ‘ötekiler’ için de, hem de büyük bir sorumlulukla kullanılması gerektiğini anımsatıyor. Bunun da yolunun yaşadığı çevreyi ve nihayetinde insanlığın kendisini de yok edecek olan ‘sahip olmak’tan vazgeçip artık insan olmayı eyleme dökmesi gerektiğini duyumsuyoruz.
Attila Güllü
Temmuz 2021

T.Ü. El yazısı ve akrilik, 206×106 cm, 2016

Kumaş üzeri el yazısı ve akrilik boya, 150×120 cm, 2014

Kumaş üzeri elyazısı ve kağıt kolaj, 57×180 cm, 2016


Tuval üzeri el yazısı ve akrilik boya, 121×150 cm, 2015


Tuval üzerine akrilik boya ve el yazısı, 174×110 cm, 2015



Arzu Eş’in hayvan imgeleriyle kurgulanmış yapıtlarında kullandığı biçimsel bir dili, çizgi yerine el yazısı cümle tekrarlarından oluşur. İzleyicinin de her zaman eserlerinin bir parçası olduğunu belirten sanatçı, izleyiciyle işbirliği içinde bir tür oyunsallık alanı oluşturmaya çalışırken, bilindik imgelerle yeni anlam üretmenin yollarını da sorgular.
Yapıtların genelinde algısal farklılıklar sebebiyle kavramsal boyutta süreklilik gösteren bir değişim ve dönüşüm söz konusudur. Bu bağlamda sanatçının fikirleri Derrida’ nın söylemleriyle bağlantılıdır; “herhangi bir ifadenin ya da eserin kendini içinde bulabileceği olası bağlamlarda herhangi bir sınırlama söz konusu değildir. Bağlam her daim genişleyendir, hiçbir zaman tükenmez ve bitmez.”*
*K. Malcolm Richards, Derrida, Kolektif Kitap, 2008