Zorunluluklar, dayatmalar, kısıtlamalar ve sosyal yalıtımların yaşam alanlarımızın sıkışıp daralması anlamına geldiğini yaşayarak görüyoruz. Başımıza gelen bu global sağlık tehdidi özellikle yaşam alanlarımızın sürekli daraldığı metropollerde etkili. Öğrendik ki, açık hava, dışarılar ve sosyal mesafe yani kısaca doğa en önde gelen emniyetli yaşam alanını bize sunuyor.
Beş genç sanatçı ve Almanya Elçiliği Kültür Bölümünden değerli dostlarla ilhamını içinde bulunduğumuz bu küçük doğa parçasından alan bir düş kurduk ve şanslıyız ki bu sergiyle düşümüzü gerçekleştirebildik. Beden ve ruhumuza iyi gelen bu bahçe umarız sanat eserlerine de dostça yaklaşır.
Genç sanatçıların etkileyici işleri izleyenlerin dikkatini çekip özel bir estetik deneyim öneriyorlar. Bu etkileşim, çevremizdeki doğa güzelliğinin uyandırdığı takdir ve beğeni duygularıyla sarmalanıp hem birbirlerini hem de bizleri zenginleştiriyor, taze duyarlılıklar ve esinlenmeler sunuyor. Dileriz bugün bu bahçede gerçekleşmiş düşlerimiz, ilerde insan yaratıcılığının ve gelişiminin doğayla koruyucu ve geliştirici bir ilişki kurması yönünde yeni düş tohumları doğmasına neden olur.
Küratör
Attila Güllü













